Aikido, Şiddet ve Self-Defense

Karate-Bushido Dergisi Nebi Vural Sensei Röportajı

B – Karaté : Aikido ile Şiddet ve Self-defense arasındaki ilişkiyle ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?

N.Vural : Günümüzde, toplumumuz sağlığından endişe duyar hale gelmiştir. Ahlak dersi veriyor izlenimi uyandırmak istemem, ancak kimi zaman temel değerler unutulmuş, alay konusu olmuş veya bir kenara atılmış durumdadır. Materyalizme susamış insan, insan olma duyarlılığını kaybederek görevlerinden ve yükümlülüklerinden gittikçe uzaklaşmaktadır. Karanlık bir tablo çizmek veya kötümserliği körüklemek istemeksizin, etrafımıza şöyle bir bakalım ve yaşadığımız dünyayı inceleyelim. Dünyanın dört bir yanında şiddet ve saldırganlık sokakta, iş yerinde ve dahası çekirdek ailenin kendi içerisinde dahi artarak yayılmaya devam ediyor.

Tüm bu olumsuzluklar karşısında, kişi kendini koruma ihtiyacı duyuyor. Hal böyleyken, yetkililer ve idareciler bu doğrultuda yasalar oluşturuyor ve uzmanlar da çözümler üretmeye çabalıyorlar. Peki, yapılanlar yeterli mi? Kim bilir belki de asıl olan keşfedilmeyi bekliyordur.

 

Bu sorunun cevabı BUDO’nun kendi içinde saklı olamaz mı?

Öfkeye, korkulara, kaygılara, şaşkınlıklara, endişelere, dengesizliklere ve tasalara son vermek, şiddeti ortadan kaldırmanın yani şiddetten kaçınmanın yoludur. Bu seviyeye ulaşabilmek için, BUDO eğitimi almak kendini zorunlu kılmıştır. Özellikle, Japon BUDO sanatlarından birisi olan AİKİDO, bu hassasiyete harfiyen karşılık verir. Düzenli çalışma, kişinin bahsettiğimiz bu tehlikeleri yenmesini ve şu nitelikleri kazanmasını sağlar:

• İncelik, yaşamayı bilmek, aynı zamanda toplum içindeki yerini bilmek;
• Hayatın zorluklarına göğüs gerebilmek için her gün sıfırdan başlayabilmeyi mümkün kılan zihinsel ve fiziksel güce kavuşmak;
• Kendine hâkim olmak;
• Hızlı muhakeme ve karar verme, dikkatli olma, tekrar harekete geçebilme yetisini elde etmek;
• Düşmanın ortadan kaldırılması ve egonun sonsuza dek terk edilmesi anlamına gelen, kişinin kendisi ve diğerleriyle mutlak uyumunu yaratmak… Bu aynı zamanda akıldan kalbe giden yolun açılmasıdır.

İnsana özgü bu boyuta ulaşmak, ancak AİKİDO veya diğer Japon BUDO sanatlarını devamlı çalışmakla mümkündür.

AİKİDO ile Self-Defense arasında bir ilişkinin varlığından bahsedebilir miyiz?

Bu soruya “evet ” cevabı vermek yanlış olur, ancak “hayır” demek de doğru olmaz. Herhangi bir yanlış anlaşılmaya fırsat vermemek açısından, AİKİDO’nun bir Self-defense yöntemi olduğunu söylemek veya bu yönde anlam uyandıracak bir ifade kullanmak yanlış olur. Bizim böyle bir amacımız yok, özellikle de söz konusu olan bir disiplin sanatıysa. Sayısı rakamlarla ifade edilemeyecek tekniklerinin zenginliği içinde “kendini koruma”, Self-defense, kavramı vardır, ancak bu gerçek, AİKİDO’nun amacı değildir. Bu, tamamlayıcı bir yönüdür. Şayet uzmanlar, kamu veya özel güvenlik güçleri AİKİDO’ya her geçen gün biraz daha yakınlık ve ilgi gösteriyorlarsa, bunun elbet bir nedeni vardır! Emniyet Teşkilatı’ndan yüksek rütbe sahibi bir yetkilinin ağzından çıkan şu sözleri sizlerle paylaşmak isterim: “Adamlarım için AİKİDO’yu seçtim çünkü aklı başında adamlarım olsun istedim.” Kendisi bu sözleriyle, şiddete başvurmadan her türlü duruma hâkim olabilecek adamlara sahip olmak istediğini dile getirmiştir.

Tekniklerin tümünün etkililiğini tartışmaya gerek dahi yoktur.

Bir saldırıya en iyi karşılık verebilecek teknikler hangileridir ?

Sokağın gerçeğiyle tatami üzerindeki çalışmayı birbiriyle karıştırmamamız gerekir. Prensip olarak, eksiksiz bir BUDO eğitimi almış AİKİDO çalışan herkes, bir saldırıyla karşı karşıya kaldığında, şiddete başvurmadan bu duruma karşılık verebilmelidir. Ancak şu veya bu tekniğin daha etkili olacağını söylemek işi şansa bırakmak olur. Her teknik bir diğerinden farklıdır ve her teknik bir duruma karşılık verir. Tekniği seçmeyiz, bu kendiliğinden oluşan zihinsel ve fiziksel bir tepkidir.

AİKİDO tekniklerinin kökeni kılıçtır. Fakat bu, eksiksiz bir inceleme ve devamlı bir çalışma gerektirir. Hepimizin bildiği gibi, bir teknik uygulamak için bir saldırı gerekir. Sokaktaki saldırılarla BUDO’nun içinde var olan saldırıları birbirine karıştırmamakta fayda vardır. Sokakta göreceğiniz saldırılar sıradan, basit saldırılardır. Oysa ki BUDO’nun içinde var olan saldırılar disiplinli ve kesin saldırılardır. Amaçları birbirinden farklıdır. Biri insanı yok etmek için saldırganlıktan doğarken, diğeri hayat vermek için doğmuştur. Şiddet ile şiddetten kaçınma arasındaki farkın doğduğu nokta işte burasıdır.

Daha önce de söylediğimiz gibi, ortaya koyulan çalışma etkili olmalıdır. Bunu sağlamak için, şu dört çalışma yöntemini kullanmamız gerekir :

• KO TAI: Sağlam ve kesin bir çalışmanın ilk seviyesidir. Temellerin kişide oluşması için, kemik ve kas yapısını güçlendirmek amacıyla fiziksel güç kullanılır. Bu, maddenin “katı” haline eşdeğer bir çalışmadır.
• JU TAI: Şiddetle uygulanan bir saldırı veya tutuş karşısında herhangi gereksiz bir kasılmaya izin vermeksizin esneklikle uygulanan çalışmadır. Maddenin “akıcı” haline eşdeğerdir.
• EKI TAI: Çalışma arkadaşınızın size dokunmasına izin vermeden, saldırıdan hemen önce harekete geçmektir. Maddenin “sıvı” halidir.
• KI TAI: Çaresiz durumda ve hâkimiyetiniz altına aldığınız çalışma arkadaşınızı siz yönlendirirsiniz. Tutulabilecek gibi değilsinizdir ve artık bir çalışma arkadaşınız veya rakibiniz yoktur. Maddenin “gaz” halidir.
Bahsettiğimiz bu mükemmelleşme hali her Aikidoka’nın amacıdır. Bir rakip veya düşman yoktur, çünkü o kendi içinde soğurulmuş ve ortadan kaldırılmıştır. Bu durum Japonca’da “KIMUSUBI” olarak adlandırılır.

Sürüp giden uzun çalışma yıllarıyla birlikte gereksiz hareketler ortadan kalkar, beden ve zihin tek vücut oluşturacak şekilde değişime uğrar. Kişi, ana temelleri işleyerek onları özümser:

SHISEI: Dışarıdan kendini belli eden içsel bir güç, duruş, tutum.
KAMAE: Hazırlanmak, zihnini açık tutmak.
KIRYOKU: Yaşam gücü.
SEISHIN JOTAI: Zihinsel durum.
METSUKE: Fiziksel ve zihinsel bakış.
MA AI: Aite ve kendisi arasında var olan uzaysal ilişki (mesafe ve zaman kavramı).
IRIMI: Kendi bedenini rakip bedenin içine sokmak.
TAI SABAKI: Aite’nin dengesini bozmak ve durumu kendi lehine çevirmek.
SOKUDO: Dengeli bir hızlılık.
KO RYOKU: Etkililik.
REIGISAHO: Etiket.
KOKYU RYOKU: Fiziksel güç ile solunum ritminin uyumlu işleyişi.

Bunların yanı sıra, bitmek tükenmek bilmeyen bu zenginliğin içerisinde, KARATE’nin içinde var olan yumruk vuruşuyla karıştırılmaması gereken ATEMİ’nin önemini unutmamalıyız. ATEMİ, hiç istisnasız her AİKİDO tekniğinde kullanılır. “ATE”, istenilen yeri kesinlikle tahmin etmek, kestirmek anlamına gelen “ATERU” sözcüğünden gelir. “Mİ” ise beden, vücut anlamına gelir. AİKİDO’da ATEMİ’nin amacı hayati noktalarda acı uyandırmak, rakibin dikkatini dağıtmak ve saldırganın saldırma iradesini hâkimiyet altına almaktır. Kuvvetli bir ATEMİ’nin telafisi mümkün olmayacak sonuçlar (bayılma, felç veya ölüm) doğurabileceğini belirtmekte fayda vardır, ancak söz konusu hayati noktaların aynı zamanda iyileştirmek ve canlandırmak için kullanıldığını unutmamalıyız. Bu sebeple, anatomi üzerine doğru ve yeterli bilgi sahibi olmak çok önemlidir.

Tüm kavramlar ve gayretler yaşamın her anında ve aşamasında var olmalı ve uygulanmalıdır. Tüm bu söylenenler, insan olma boyutunun en üst düzeyine ulaşmak için katledilmesi gereken yolun ne kadar uzun ve zorlu olduğunu göstermektedir. Asıl olan da bu değil midir?

 

Bu makale 2003 yılında BUSHIDO – KARATE dergisinde yayınlanmıştır. Türkçeye çevirisi Sevkan Sarısaltıkoğlu, düzeltisi ise Tayfun Evyapan tarafından yapılmıştır.